Mustafakemalpaşa’da tarihte ilk yerleşik yaşamın Miletos kolonisi ile başladığı bilinmektedir. Miletepolis durgun su anlamına gelen göl kenarı yerleşim olduğu tarihi kayıtlarında yer almaktadır. Dolayısıyla ilk yerleşimin Uluabat Gölü olduğu, zaman içerisinde göl sularında oluşan jeolojik hareketler nedeniyle koloninin şuan ki Mustafakemalpaşa ‘nın Lalaşahin mahallesi ile Karacabey ilçesinin bulunduğu bölgelere yerleştiği tarihsel kayıtlarda rivayet edilmektedir.
Bizans İmparatorluğu döneminde Mustafakemalpaşa ve Karacabey bölgeleri, iki kardeş olan Kirmastorya ve Mihaliç tarafından yönetilmekteydi.
Mihaliç, şimdiki adıyla Karacabey ilçesinin topraklarını yönetmekteydi. Kadın yönetici olan Kirmastorya ise Mustafakemalpaşa topraklarını yönetmekteydi. Karacabey bölgesinin mihaliç peynirinin ismi zamanın yöneticisinden aldığı, Mustafakemalpaşa Kirmastı nehrinin adının da Kirmastorya’dan aldığı rivayet edilir. Bölge her ne kadar Kirmastorya tarafından yönetilse de o dönemde Mihaliç’e bağlı ( Karacabey ) olarak tarihi kayıtlara rastlanmaktadır. Osmanlı devleti zamanında Karacabey’den (mihaliç) ayrılarak, Mustafakemalpaşa ilçe ilan edilir. Osmanlı padişahlarından Orhan Bey döneminde ele geçirilmiş olan bölge, zamanın sadrazamı Lala Şahin Paşa’ya tımar olarak verildiği düşünülmektedir.
Osmanlı vergi ( tahrir defteri ) kayıtlarına göre zamanında yaşayan Müslüman türklerin dışında kayda değer ermeni ve rum vatandaşın olduğu yer almaktadır. Osmanlı döneminin başlamasıyla Kafkasya’dan ve anadolu’dan gelen göçmen türkmen unsurlar, Türkiye cumhuriyeti dönemiyle birlikte Rumeli’den Mustafakemalpaşa’da yeni köyler kurmuşlardır.
1920 lerde yunan işgaline uğrayan Mustafakemalpaşa, Kurtuluş Savaşı döneminde kendi içinde çok zorlu süreç yaşamıştır. İşgal öncesi pek çok savaş kaçkını çete Mustafakemalpaşa’ya yerleşmiş ve halka çok zulüm etmiştir. Akabinde yunan işgali gerçekleşmiştir. Yunan ile işbirliği içerisinde olan ve Mustafakemalpaşa’da gayri resmi olarak yönetimi ele geçiren çeteler, Kurtuluş Savaşı döneminde pek çok zorluk yaşatmış olup, pek çok masum insana zulüm etmiştir ki ileri ki tarihte TBMM tarafından bu çete elebaşları vatandaşlıktan çıkarılmıştır. Kuvayi Milliye’nin kurulması ile Mustafakemalpaşa’da da vatansever pek çok insan Kuvayi Milliye ruhuna katılmıştır. Yunan işgalinden ve çetelerden Mustafakemalpaşa’nın kurutulması 1922 yılını bulmuştur. Ancak yunanlılar, bölge topraklarını terk ederken pek çok yeri yakıp, yıkmış, pek çok kültürel mirası yok etmiştir. En çok zararı gören ise Karacabey olmuştur. O dönemde Mustafakemalpaşa’ dan zulüm yapan Rum ve Ermeniler bölgeyi terk edip kaçmışlardır. Onlardan kalan boş evlere Karacabey halkı yerleştirilmiştir.
Mustafakemalpaşa ilk Belediye Meclisi Aralık 1924 de toplanmıştır. Rum ve Ermenilerden kalan mahallelerin isimlerini Lala Şahin mahallesi ve Yüzbaşı Sabri Bey mahallesi olarak değiştirmiştir. Osmanlı döneminde Sincan nahiyesi olarak geçen ilçe, ilk meclisin toplanması ile adı Mustafakemalpaşa olarak değiştirildi.
Bir rivayete göre savaş yıllarında Mustafa Kemal Atatürk Bursa’ya geldiğinde Mustafakemalpaşa’nın durumu kendisine anlatılmış, hain çetelerin yunan ile işbirliği yaptığı kendisine beyan edilmiş ve Mustafa Kemal Paşa ilçeye gitmek üzere hareket ettiğine aldığı acil bir haber ile doğrudan İzmir’e geçmek zorunda kalmıştır. Mustafakemalpaşa da nasıl bir strateji uygulanacağı konusunda gerekli emirleri veren Mustafa Kemal Atatürk, gidemediği ilçeye adının verilmesi talimatını verdiği söylenir.
Kurtuluş savaşı döneminde Mustafakemalpaşa köylerinde yaşayan yaşlı dede ve ninelerin o dönemi anlatmalarını istediğimizde bizlere aşağıdakileri anlatmaktalar.
Yunanlılar köylerimizi işgal edince biz kadınlar ve kızlarımız yüzlerimizi çirkin görünmek için boyardık.Evlerimizin bir duvarını kendimiz yıktık ve ahır ile birleştirdik. Yunanlılar ve onları destekleyen Rum ve Ermeni çeteleri evlerimizi basar ve zulüm yaparlardı. Ev ile ahırı birleştirip önce ahıra kaçardık. Oradan da gizlice uzaklaşırdık.